Ayhan NASUHBEYOĞLU


ayhannasuhbeyoglu@gmail.com
  Tüm Yazıları

GERÇEKLİK

           Gerçeklik hayatin içinde, günlük yaşantımızda bizimle birlikte “var olan her şey” anlamına gelir. Ustan bağımsız olarak mekanda ve zamanda var olan, hacim kaplayan her şey gerçektir. Gerçek; adına her ne varsa bunların hepsi insan zihnine bağımlı kalmaksızın varolmasıdır. İnsan yaşadığı sürece kendisini ve çevresini öğrenen ve öğrendiklerini uygulayan konumundadır. Bu nedenle çevresinde olup bitenle sürekli iç içe olmasının yanında duyarlılığını da buna göre dengelemek zorundadır.

          Gerçekliğin bilimde, dinde ve felsefede farklı farklı anlamı vardır.

Gerçeklik “en genel anlamda dış dünyada nesnel bir varoluşa sahip olan varlık, var olanların tümü, varolan şeylerin bütünü; bilinçten, bilen insan zihninden bağımsız olarak var olan her şey” dir.

             Yaklaşık bir yıldır Covid-19 virüsünün gerek bütün dünyaya gerek ülkemize sağlık anlamında yaşattığı olumsuzluklar çok önemli bir gerçeklik olarak hayatımızı her anlamda zorluklar içinde bırakmıştır. Kısaca izah edilecek olursa ekonomik, sosyal, psikolojik, diplomatik, ticari, eğitsel ve akla gelebilecek bir çok alanda, dünyaya, insanlığa çok büyük zararlar vermiştir.

        Özellikle Devlet Yönetimleri en üst düzeyden zorlukların en büyüğünü yaşayan sağlık çalışanlarına ve bu amansız virüsün pençesine düşen tüm insanlara sonucu kaçınılmaz olarak ölüm ve insanlarda kalıcı organ yetmezlikleri bırakan bir hastalık haline dönüşmüştür. Virüsün tüm dünyada maddi anlamdaki yarattığı kayıpların hesabını yapmak asla mümkün olmayacak. Ülkeler bütün kaynaklarını bu belanın giderilmesi için seferber etmiş durumdalar.

        Bir konuya değinmeden geçmek yanlış olur diye düşündüğümden; toplumun tüm bireylerine düşen sorumlulukları maske, mesafe, hijyen kurallarına uyarak, konulan ve uyulmaması halinde ölümle sonuçlanan ve giderek daha da yaygınlaşan bu hastalığın sorumluluğunu taşıyabilme gerçekliğini göz ardı etmemeliyiz.

        Yaşanabilir bir dünya ve çevreye bireyler ve toplumlar olarak ihtiyacımız bulunmaktadır.

        Bilimin ulaştığı son teknolojik buluşlarla tespit edilebilen Covid-19 virüsünün yok edilmesi için bilim adamlarının ve onlara destek veren devlet adamlarının ve uluslararası sermaye çevrelerinin özverili çalışmaları ülkemiz dahil, alkışlanacak ve takdir edilecek önemli bir olaydır.

        Sağlık çalışanlarının ölmek pahasına verdikleri mücadelede toplum ve birey olarak da yalnız bırakılmaması gerekiyor.

        Tek söylenecek şey var, bu yaşanan olgular karşısında Devlet kurum ve kuruluşlarının koydukları yasaklara uyalım.

        Birey olarak bizden istenenler yaşanan bütün bu sıkıntıların yanında çok küçük boyutta kalıyor.

        Covid-19 nedeniyle yaşanan ölümler o kadar acı ki, vefat edenler çok sınırlı bir katılımla ebediyete uğurlanıyor. Bu acıyı ancak yaşayan bilir. Hele ki ileri yaştaysan merasime uzaktan katılabiliyorsun. El sallayarak ve dualarla bir uğurlamada bulunabiliyorsun ancak. İşte bu nedenledir ki toplumdaki yaşantımıza çeki düzen vermemizin önemi birçok kat daha artıyor. Kendimize dönerek yaptıklarımızın doğruluğunu ve yanlışlığını gözden geçirmemiz gerekiyor. Kurallara uyulmazsa bunun bedelini hep beraber ödüyoruz.

        “HAYAT EVE SIĞAR” söylemini kendimize düstur edinerek ülkemizde en azından % 60 lar seviyesinde aşının yapılabilmesine kadar kendimizi kurallara uyma anlamında frenleyelim.

        Tek çıkar yol budur.

*** Köşe Yazarlarımız İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) üyesidir ve telif hakları İLESAM tarafından korunmaktadır. Köşe Yazarlarımızın yazıları izinsiz olarak kopyalanamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz. İzin almadan yazıları kopyalayıp başka yerde yayınlayanlar, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu kapsamında İLESAM'ın kendilerine açaçağı maddi tazminat davasını kabul etmiş sayılır.


 Okunma Sayısı : 685

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 943694
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.