Dr. Ayşe PARMAKSIZ


ayseparmaksiz75@hotmail.com
  Tüm Yazıları

TEKNOLOJİ ETİĞİ

Etik, tüm ahlaksal fenomenleri sınıflayarak gerçek anlamda evrensel iyiye ulaşmak için neler yapılması gerektiğini sorgulayan felsefi disiplin olarak kabul edilir (Okmeydan, 2017:356). Tarih boyunca her teknolojik gelişim yeni etik problemlerle gelmiştir. Her zaman yaşam kendine ve zamanına uygun normlar ve ahlaki düzenler oluşturmuştur. Ancak her seferinde teknoloji ile gelen yeni düzen evrensel iyi için sorgulanmalıdır. Sokrates’in dediği gibi yeni sistemden, düzenden yana sorgulanmayan yaşam, yaşam olmayacaktır. Zamanın teknolojiyle birlikte getirdiklerine ve olaylara bulunduğumuz yerden değil de sonuçlarının hesabını yaparak bakmak gerekmektedir.

Teknolojik yenilik insan hayatına girerken olası problemin çözümü ile hazır halde gelmez. Bazı kültürlerde yaratıcı insan zihni teknolojiyi etik dışı kullanabilir. Nitekim tarihte en çok örneklendirilen Hiroşima örneği gibi. Etik-dışı kültürlerin nükleer ve kimyasal vb. yok edici teknolojilere erişmesi ve sonuçta teknolojinin olumsuzluk aracı olmasıda olanaklıdır. Ya da günümüzde teknolojinin hayat kolaylaştırıcı işleviyle  yaklaşıp, diğer varlıkları hesaba katmaksızın yaşamak ciddi çevre sorunlarının oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Teknolojinin  kullanımıyla bazen ortaya çıkabilen, epeyce çetin olan ahlaki problemler hakkında bireysel, toplumsal ve bütün canlıları kapsayan çoğulcu pragmatik bir bakış açısıyla yaklaşım önemlidir. Yeni teknolojilerin insan hayatındaki kullanımı ile ilgili olarak her zaman pratik ahlaki akılla düşünmek gerekir.

Teknolojinin, kendi başına yararlı ya da zararlı gibi bir sıfata sahip olmamasına rağmen; kimlerin elinde ve ne amaçla kullanıldığı bilgisi, insanlığın geleceği açısından her zaman önemini korumaktadır. Bu nedenle teknolojik yenilikler, insanların düzenli bir yaşam sürmeleri için oluşturulmuş ve yasal çerçevesi belirlenmiş hukukî, politik ve sosyo-kültürel boyutlu düzenlemeler ile birlikte anılmalıdır (Okmeydan, 2017:367).

Teknolojiye dair etik sorunlar sadece bugünün sorunu değildir. En basit bir baltanın ya da testerenin bile teknoloji kabul edildiği düşünülürse,  insanın alet üretmesiyle başlayan bir süreçtir.  Teknoloji kullanımının insani sınırların aşılması hususunda temkinli olunmasına işaret eden bir Antik Yunan miti konuya güzel bir örnek teşkil edecektir.  Daedalus; yetenekli, teknik becerisi yüksek bir ustadır.  Başka bir amaç için  inşaa ettiği labirente bir hatasından dolayı kendisi de hapsedilir. Bu labirentten kendi yaptığı kanatlarla kurtulan bir karakterdir. Oğlu İkarus ile birlikte içinde bulundukları labirentten çıkış yolu arayan Daedalus, kuşların labirente düşen tüylerini balmumu ile yapıştırıp onlardan kanatlar yapar. Daedalus, oğlu İkarus’u balmumunu güneşin eritmemesi için çok yüksekten veya denizin neminden etkilenmemesi için çok alçaktan uçmaması noktasında, esasında üretilen her türlü teknolojiyi ölçülü kullanması noktasında uyarır. Fakat kendisini kaptıran İkarus kontrolsüz biçimde yüksekten uçmuş ve güneşin balmumunu eritmesi neticesinde düşüp ölmüştür. Bu mit, teknolojiyi ölçüsüz ve aşırı kullanımına  ilişkin bir uyarıyı içermektedir (Umut, 2018: 197). Günümüzde de aynı şekilde ölçüsüz kullanılan teknolojilerle bazen “kaş yapalım derken göz çıkarmak” mümkün olmaktadır. Kuçuradi (2006:74)   bu konuda “bir eylemin değerli olması için yalnız iyi istemeye dayanması yetmiyor. Çünkü iyi istemesine rağmen yanlış bir eylem yapan kişi, o durumda tam istediğine ters düşen bir şeyi gerçekleştirmiş oluyor. Ve nasıl ki bir insanın kendi işi konusundaki bilgisizliği bağışlanamazsa, insanların da değer sorunları konusundaki bilgisizliği bağışlanamaz. Eylemler kadar sonuçlarından da sorumludur kişi” diyerek sadece teknolojiyi üretme ve kullanmanın yanında, kullanım sonucunda ortaya çıkabilme olasılığı olan etik sorunlardan da sorumlu olacağımız konusuna katkıda bulunuyor.

Günümüzde dijitalleşen ve hızla değişen dünya, insanların hayatını hızla değiştirirken etik tartışmalarını da beraberinde getirmektedir. Teknolojik gelişmelerle ilerleyen kitle iletişim araçlarına neredeyse kendilerini bırakan bireyler için sorumluluk, adalet, demokrasi ve saygı gibi değerlerin yeniden kazandırılması önemli görünmektedir (Erdem, 2014:74). Pek çok alanda hayatımıza giren teknolojilerle birlikte, bu alanlara dair etik sorunlar üzerinde de düşünme gereği ortaya çıkmıştır. Bunlardan bazıları; nükleer enerji ve silahları konu edinen nükleer etik, biyomedikal ilerlemelerle ilgilenen bioetik, bilgisayar ve bilgi teknolojisi ile uğraşan bilgisayar etiği ve bunlara ilaveten bilimsel araştırma ve mühendislik etiği gibi alanlar ahlâkın çalışma alanına dahil olmuştur. İnsan-robot etkileşimi ve yapay zekanın bu alanda kullanımına ilişkin sorular soran bir alan olarak roboetik  ve sosyal medya teknolojilerini ele alan sosyal medya etiğini de bu kapsamdaki çabaların ürünü olarak değerlendirilebiliriz. Bu alanların her biri, yeni durumların ahlâki sonuçlarının sorgulanması itibariyle önem arz etmektedir ( Umut,2017:227). Birey ve  toplumun mutluluğu için doğru hareket etme konusunda teknoloji üreten ve kullanan herkesin titizlik göstermesi ile daha yaşanılılır bir dünya tasavvur edilebilir. Toplumların teknolojiye dair; “yaşamımı kolaylaştırıyor, işimi kolayca yapıyorum, mali durumumu düzeltiyor” şeklindeki bakış açısı çoğunluk için etik olmayan bencilce yaklaşım olacaktır.   

KAYNAKLAR

Erdem, H, H. ( 2014). Kitle İletişimi, Etik Ve Eğitim. Gefad / Gujgef 34(1): 63-77

Kuçuradi, İoanna (2006). Etik, Türk Felsefesi (Simurg Dizisi) Yayınları No: 5, Ankara: Türkiye Felsefe Kurumu

Okmeydan, S, B. (2017). Yeni İletişim Teknolojilerini Sorgulamak: Etik, Güvenlik ve Mahremiyetin Kesiştiği Nokta.  Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi. 5:1

Umut, T,N.(2018). Antik Yunan’da Tekhnê ile Ahlâki Alan Arasındaki İlişki Üzerine.Beytulhikme Philosophy Circle Beytulhikme Int J Phil 8 (1) Research Article: 191-213.

Umut,T,N. (2017). Küreselleșen Dünyada “İyi Bir Yașam” Arayıșına Teknoloji Nasıl Bir Katkı Sunar? Küreselleşme Karşısında Gençlerimiz -Şahsiyetin İnşası- Yayına Hazırlayan: Celal Türer. Ankara, ss.221-232.

*** Köşe Yazarlarımız İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) üyesidir ve telif hakları İLESAM tarafından korunmaktadır. Köşe Yazarlarımızın yazıları izinsiz olarak kopyalanamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz. İzin almadan yazıları kopyalayıp başka yerde yayınlayanlar, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu kapsamında İLESAM'ın kendilerine açaçağı maddi tazminat davasını kabul etmiş sayılır.


 Okunma Sayısı : 1464

Yorumlar

  1. Selda ÇALIŞKANER 09 Aralık 2020 08:24

    Ayşe’cim ağzına ve kalemine sağlık çöl güzel bir yazı olmuş.

Yorum Yap

Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 440138
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.