Songül DÜNDAR


dundar_songul@hotmail.com
  Tüm Yazıları

ANALIK HAKKI

Ana başta taç imiş 
Her derde ilaç imiş 
Bir evlat pir olsa da 
Anaya muhtaç imiş

Anonim hale gelmiş, yani yazarı belli olmayan, artık toplumun ortak malı gibi olan, belki de her ferdimiz bir kelime söyleyerek oluşmuş bir dörtlüktür bu. 
Yazarı bilinmese de gerçek olan şudur ki; bu dörtlük, insanımızın ortak duygusudur. 
Duygularımızın böyle olduğuna şüphe yoktur. 
Ama; 
Uygulama böyle midir?
Analarımıza karşı olan görevlerimizi yerine getirme hususunda, duygularımız kadar kusursuz olduğumuzu söyleyebilir miyiz? 
Gerek bireysel olarak, gerek toplumsal olarak, gerekse devlet olarak, kusursuz olduğumuzu söyleyebilecek durumda olmadığımızı düşünenlerdenim.
Hiç kimse analarımız için, duyguları kadar kusursuz olduğunu söyleyemez.
Bireysel olarak düşünürsek; eğer her bireyimiz analarımıza karşı kusursuz olsaydı, “Seni doğuracağıma taş doğursaydım.” gibi oldukça üzücü bir deyiş türemiş olmazdı. 
Toplumsal olarak düşünürsek; eğer toplum analarımıza karşı kusursuz olsaydı, “Kadın erkek eşitliği sağlamak” gibi bir derdimiz olmazdı. 
Devlet olarak düşünürsek; eğer devlet analarımıza karşı kusursuz olsaydı, “Ana maaşı, anaparası veya ana ödeneği” gibi bir kavram olur muydu? Anaları, ana olduğundan dolayı amaçlayan ve hiç ayırım yapmadan, ana olan herkese ömür boyu ödenen bir kuruş para yoktur. 
Demek ki; ne bireyler, ne toplum ne de devlet; analara karşı hizmette kusursuz değildir.
Annelerin duygusallığından yararlanarak ve duygularına hitabederek; görsel ve yazınsal basında mesajların ötesinde, somut bir şey bulmak mümkün değildir. 
Anneler olarak; duygularımıza hitap edilmesinden elbet hoşlanırız. Bu da kadir kıymet bilmenin bir yoludur. Ama biz bu duygusallık söylem ve sembolik eylemlerin yanı sıra, ana olduğumuz için, devletimizden anne vasfını kazanmış tüm annelere; “Analık Hakkı” çerçevesinde bir ödenek beklentimizi bu satırlarla duyurmuş olalım. 
Bu dileğimi yetkililere duyurduktan sonra; 
Biz gelelim kendi duygularımızı ifade etmeye…
Tüm analarımızın, her gününün anneler günü olması dileklerimle, sizleri “Ana Yüreği” şiirimle baş başa bırakıyorum.

ANA YÜREĞİ

Ana yüreği…

Sevgi dolu, sıcacık…

Bembeyaz, yumuşacık…

 Pamuk gibi...

Ana yüreği…

Yaralıdır, param parça…

Onarılmış kırıldıkça,

Nadide bir vazo misali...

Bulunmaz dünyada emsali…

Ana yüreği…

Erkeğine kadınlık,

Yavrusuna analık,

Yetimine babalık yapmış,

Ömrünü tüketmiş,

Yaşamla savaşmış,

Ana yüreği…

Ne desem, nasıl anlatsam…

Fedakâr analar,

Cefakâr analar,

Gücü eksilmeyen,

Umudu tükenmeyen,

 Sevgisi azalmayan,

Ana yüreği…

Canım anam, garip anam…

Kor ateşlerde yanan anam…

Saçının tellerine kurbanam…

Süzülen yaşlarına kurbanam…

Canım anam…

Can anam…

Hakkı ödenmez anam…

Yüreği yaralı anam…

Ben de dahil, tüm annelerin “Anneler Günü” kutlu olsun…

*** Köşe Yazarlarımız İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) üyesidir ve telif hakları İLESAM tarafından korunmaktadır. Köşe Yazarlarımızın yazıları izinsiz olarak kopyalanamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz. İzin almadan yazıları kopyalayıp başka yerde yayınlayanlar, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri kanunu kapsamında İLESAM'ın kendilerine açaçağı maddi tazminat davasını kabul etmiş sayılır.


 Okunma Sayısı : 836

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 611673
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.